Etiketler

15 Haziran 2015

Dikey Eksenli Rüzgar Türbini Nedir?

Rüzgardan elektrik elde etmek günümüzün en popüler konularından bir tanesidir. Gerek yenilenebilir olması, gerekse sürdürülebilir bir elektrik enerjisi imkanı sunarken, karbon ayak izinin düşük olması nedeniyle tercih edilmektedir. Rüzgardan elektrik elde edilmesi üzerinde bu kadar yatırım yapılmasının haklı bir sonucu olarak da bu konuda üstüne yüksek miktarlarda Ar-Ge yatırımı yapılmaktadır. Yapılan bu Ar-Ge yatırımları sonucunda kanatsız rüzgar türbinleri benzeri bir çok ürün ortaya çıkmaktadır. Peki bu ürünlerden bir tanesi olan dikey eksenli rüzgar türbini nedir, çeşitleri nelerdir ve geleneksel türbinlerle karşılaştırıldığında bu türbinlerle ilgili bilinmesi gerekenler nelerdir?



Dikey eksenli rüzgar türbinleri isminden de anlaşılabileceği gibi, geleneksel türbinlerin yatay eksende ve tek doğrultuda rüzgar almasının aksine rotoru dikey şekilde tasarlanmıştır. Dikey eksenli rüzgar türbinleri kanat yapıları itibari ile genel olarak Savonius ve Darrieus isimli iki çeşittir. Savonius kıvrılmış levhalar ile rüzgarın alınması üstüne kurgulanmıştır ve tasarımı 1922 yılına dayanmaktadır. Darrieus ise aerodinamik kanatlar ile rüzgar enerjisinin rotor üzerine aktarılmasıdır ve bu çeşidin patenti 1931 yılında alınmıştır.

Genel bağlamda incelendiginde dikey eksenli rüzgar türbinlerinin geleneksel rüzgar türbinlerine oranla çeşitli avantajları olduğu düşünülmektedir. Örneğin türbinlerin tasarımları dolayısıyla rüzgarın geldiği yöne dönme ihtiyacı duymamaları ve her yönden gelebilecek rüzgar ile enerji üretebilmeleri gibi. Her ne kadar bu büyük bir avantaj gibi görünse de rüzgar türbininden elde edilecek elektrik enerjisinin sürekliliği gibi bir gereksinim vardır. Dolayısıyla elektrik üretimi açısından bakıldığında sürekli rüzgarın yön değiştirdiği bir bölgede bulunan bir rüzgar türbininin verimli olamayacağı görülebilir.


Dikey eksenli rüzgar türbinlerinin, her yönden rüzgarı alabilir olmasına rağmen, şebeke açısından, yüksek miktarda elektrik üretiminde kullanılamamaktadır. Bu durumun bir sonucu olarak dikey eksenli rüzgar türbinlerinin şehir içlerinde kullanımı denenmiştir. Bunun bir sebebi olarak ise düşük miktarda gürültü üretmeleri ve kompakt yapıda olmaları öne sürülmüştür. Yalnız bu öngörü yapılırken şehir içinde etraftaki yapılar nedeniyle oluşan türbülanslar göz ardı edilmiştir. Dolayısıyla yüksek miktarda türbülans akımı olan bir yerde sabit ve duzenli bir rüzgar olmadığı için sehir içi kullanımına da uygun değildir. Ayrıca ses ölçümleri için ise geleneksel rüzgar türbinleri ile karşılaştırılabilmesi için standart bir veri veya standart bir ölçüm bulunmamaktadır.


Her ne kadar görünüşü bakımından ilgi çekse de dikey eksenli rüzgar türbinleri sektörde köklü bir değişiklik yapmaktan uzak görünmektedir. Bunun bir sonucu olarak da, şebeke açısından bakıldığında bugün 100 ülkede 300 GW kurulu güçten fazla kurulu güçte geleneksel rüzgar türbini bulunmakta ve geniş çaplı ve şebeke açısından bakıldığında henüz herhangi bir dikey eksenli rüzgar türbinlerinden kurulu bir santral bulunmamaktadır.

Kaynaklar:
MotherEarthNews
CleanTechnica

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder