Dikey eksenli rüzgar türbinleri isminden de anlaşılabileceği gibi, geleneksel türbinlerin yatay eksende ve tek doğrultuda rüzgar almasının aksine rotoru dikey şekilde tasarlanmıştır. Dikey eksenli rüzgar türbinleri kanat yapıları itibari ile genel olarak Savonius ve Darrieus isimli iki çeşittir. Savonius kıvrılmış levhalar ile rüzgarın alınması üstüne kurgulanmıştır ve tasarımı 1922 yılına dayanmaktadır. Darrieus ise aerodinamik kanatlar ile rüzgar enerjisinin rotor üzerine aktarılmasıdır ve bu çeşidin patenti 1931 yılında alınmıştır.
Dikey eksenli rüzgar türbinlerinin, her yönden rüzgarı alabilir olmasına rağmen, şebeke açısından, yüksek miktarda elektrik üretiminde kullanılamamaktadır. Bu durumun bir sonucu olarak dikey eksenli rüzgar türbinlerinin şehir içlerinde kullanımı denenmiştir. Bunun bir sebebi olarak ise düşük miktarda gürültü üretmeleri ve kompakt yapıda olmaları öne sürülmüştür. Yalnız bu öngörü yapılırken şehir içinde etraftaki yapılar nedeniyle oluşan türbülanslar göz ardı edilmiştir. Dolayısıyla yüksek miktarda türbülans akımı olan bir yerde sabit ve duzenli bir rüzgar olmadığı için sehir içi kullanımına da uygun değildir. Ayrıca ses ölçümleri için ise geleneksel rüzgar türbinleri ile karşılaştırılabilmesi için standart bir veri veya standart bir ölçüm bulunmamaktadır.
Her ne kadar görünüşü bakımından ilgi çekse de dikey eksenli rüzgar türbinleri sektörde köklü bir değişiklik yapmaktan uzak görünmektedir. Bunun bir sonucu olarak da, şebeke açısından bakıldığında bugün 100 ülkede 300 GW kurulu güçten fazla kurulu güçte geleneksel rüzgar türbini bulunmakta ve geniş çaplı ve şebeke açısından bakıldığında henüz herhangi bir dikey eksenli rüzgar türbinlerinden kurulu bir santral bulunmamaktadır.
Kaynaklar:
MotherEarthNews
CleanTechnica
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder