Etiketler

28 Nisan 2011

2011 Elektrikli Araçlar Grand Prix

Elektrikli Araçlar Grand Prix’i (evGrandPrix) 2011 yılında 2 büyük organizasyona ev sahipliği yapacak. Birinci organizasyon 30 Nisan’da Purdue Üniversitesi Kampüsü’nde (Batı Lafayette)  grand prix pistinde yapılacaktır. Bir hafta sonra (7 Mayısta) üniversiteler ve Purdue takımları, Indianapolis Motor Yarış Pistinde, TechDay kapsamında “Indy 500’s” ün 100üncü yıldönümü için yarışacaklar.


25 Nisan 2011

Sudan Elektrik Üretmek Artık Hayal Değil

Standford araştırmacıları tatlı su ile tuzlu su arasındaki tuzluluk farklılığından elektrik üretebilecek bir batarya üretti. Araştırma takımının başında bulunan profesör Yi Cui yaptığı açıklamada tatlı suyun tuzlu su ile birleştiği, derelerden akan tatlı suyun dere ağızlarında, dere yataklarında ve haliçler gibi yerlerde bu teknolojinin kullanılabileceğini açıkladı. 


24 Nisan 2011

Dalga Enerjisi: Geliştirilmeyi bekleyen bir elektrik üretim şekli

            Dalga enerjisi, okyanus yüzeyindeki dalgalar aracılığı ile, enerjinin aktarılması ve bu enerji ile iş yapılması için kullanılmasıdır. Örnek vermek gerekirse elektrik üretimi, suyun tuzdan ayrılması veya suyun pompalanması olabilir.

             Dalga enerjisi gelgit enerjisinin günlük akışından ve okyanusların sabit girdap akımlarından ayrı tutulmalıdır. 1890 yılından bu yana dalga enerjisi kullanılarak elektrik üretimi girişimleri olsa da geniş çaplı ticari üretime geçilmemiştir. 2008 yılında ilk deneysel dalga çiftliği Portekiz’de Aguçadoura Dalga Park’ında açılmıştır.

22 Nisan 2011

Neon Aydınlatma: Plasma Televizyon Teknolojisinin ve Reklamcılığın Atası

           Neon aydınlatma, elektriklendirilmiş cam tüplerin veya ampullerin içinde seyreltilmiş neon veya çeşit gazlar içeren aydınlatma şeklidir. Georges Claude, fransız mühendis ve mucit, 1910 yılındaki Paris Motor Show’da neon tüplü lambanın ilk tanıtımını yapmıştır. Bazen “Fransa’nın Edison’u” olarak da adlandırılan Claude, 1920 ile 1940 yılları arasında işaret ve sergileme alanında çok popüler olacak bu yeni teknolojinin üzerinde neredeyse bir tekel sahibiydi. Amerikada 1920li ve 1940lı arasında büyük bir önem arz eden bu aydınlatma şeklinin kullanımı her ne kadar ikinci dünya savaşında düşüş gösterse de Japonya, İran başta olmak üzere birçok ülkede gelişmeye devam etmiştir. Geçtiğimiz yıllarda işaret tasarımcılarının yanı sıra mimarlar ve sanatçılar, eserlerinin bir parçası olarak neon tüplü aydınlatmayı benimsemişlerdir.

Jeotermal Enerji: Yer Altından Gelen Enerji

Jeotermal elektrik üretiminde, jeotermal enerji aracılığı ile elektrik üretilir. Kullanımda olan teknolojiler, kuru buhar santralleri, çürük buhar santralleri ve iki elemanlı çevrim santralleridir. Jeotermal elektrik üretimi şu anda 24 ülkede ve jeotermal ısıtma 70 ülkede kullanılmaktadır. Jeotermal enerji dünyanın ısı kaynakları ile karşılaştırıldığında, ısı salımı düşük seviyede olduğu için sürdürülebilir enerji çeşidi olarak kabul edilmektedir. Jeotermal santraller, ortalama 1 mega watt saat’e 122 kg karbondioksit salınımı ile geleneksel kömür santralleri ile karşılaştırıldığında 8’de 1 oranında salınıma sebep olmaktadır.

19 Nisan 2011

Gelgit Enerjisi: Ay’ın Çekim Gücü ile Gelen Temiz Enerji

 Gelgit gücü bir diğer adıyla gelgit enerjisi, gelgitleri, gücün elektrik veya diğer kullanışlı çeşitlerine dönüştüren hidrogüç çeşididir. İlk büyük çaplı gelgit enerji santrali “Rance Gelgit Enerji Santrali” 1966 yılında işletmeye alınmıştır.Henüz geniş çaplı kullanılmasa da geleceğin potansiyel elektrik üretimi yöntemlerinden biri olarak görülmektedir. Gelgit hareketleri diğer yenilenebilir enerji kaynaklarından (rüzgar ve güneş enerjisi gibi) daha öngörülebilir olma özelliğine sahiptir. Yenilenebilir enerji kaynakları arasında bulunan gelgit enerjisi, yüksek kurulum ücreti, yüksek gelgit mesafesine ve yüksek akış hızına sahip alanın az olması gibi zorluklarla karşı karşıyadır. Bu durum, gelgit enerjisinin kullanım alanlarına kısıtlama getirmektedir. Gelgelelim, tasarımda (dinamik gelgit enerjisi, gelgit kıyı gölleri gibi) ve türbin teknolojisindeki (aksiyal türbinler, çapraz akışlı türbinler gibi) son zamanlardaki teknolojik gelişmeler ve iyileştirmeler ile birlikte önceden hesaplanan toplam elverişliliği arttırılmış ve ekonomik ve çevresel maliyetleri diğer yenilenebilir enerji kaynakları ile rekabet edebilir seviyelere getirilmiştir.

15 Nisan 2011

Biyokütle Elektrik Üretimi: Yıldızı Yükselen Bir Elektrik Üretim Şekli

Yakın zamanda ölmüş orman ürünleri, atıklar, (hidrojen) gaz ve alkolik atıklar veya yaşayan biyolojik materyallerin tamamı biyokütle tanımına girmektedir. Biyokütle yenilenebilir enerji kaynağıdır ve elektrik veya ısı üretimi için kullanılır. Bu materyallerin kullanılması genellikle yakılma şeklinde olmaktadır. Çevreye zarar vermeden çözünebilen her türlü madde bunun için kullanılabilmektedir.

Çok eski zamanlardan kalmış ve karbon çevriminden çok önce çıkmış kömür ve petrol ürünleri biyokütle kavramından ayrı tutulmaktadır. Çünkü bu kaynakların kullanılması ile atmosferdeki karbondioksit seviyesi dengesizleşmektedir.

Biyokütle üretimi bir çok çeşit bitkiden yapılabilmektedir. Mısırdan, palmiye ağacına kadar birçok bitki çeşidi üretim yelpazesi içinde sayılabilir.

Biyokütle enerjisinin üretilmesinde beş temel kaynak kullanılır. Bunlar; çöpler, orman ürünleri, atıklar, gömülmüş atık gazları ve alkollü yakıtlardır. Bunlardan çöpler, orman ürünleri ve atıklar doğrudan katı atıkların yakılması işlemine tabi tutulur. Gömülmüş atıklardan elde edilen metan ve benzeri gazlar, gazların yakılması şeklinde olur ve alkollü yakıtlar sıvı kütle yakımı işleminden geçirilir. Bunun yanı sıra katı atıkların işlenmesi ile biyoyakıt üretilebilmektedir. Taşımacılık alanında kullanılmak üzere etanol, biyodizel ve metan gazı elde edilir.

Biyokütle enerjisinde, temel yakma işlemi dışında yüksek verimli biyokimyasal çevrimler kullanılır. Bunlar; ısıl işlem, termal dönüşüm işlemi ve biyokimyasal işlemlerdir. (oksijensiz solunum ve kompostlama gibi)

Yazının tamamı için:
Elektrikport

12 Nisan 2011

Mikrobiyal Yakıt Hücresi: Bitkilerden Elektrik Elde Etmek Mümkün mü?

           Mikrobiyal yakıt hücresi teknolojisi biyolojik kimyasal bir sistemdir. Bakterilerin kimyasal etkileşimlerinden esinlenilerek geliştirilmeye başlanmış bir teknolojidir. Yeni bir teknoloji olmasının dezavantajı olarak halen optimum çalışma düzeyinin belirlenememiş olmasıdır.

           Mediyatörlü ve mediyatörü az mikrobiyal yakıt hücreleri olarak sınıflandırılan mikrobiyal yakıt hücreleri, temel olarak anot ve katot alanlarının bir artı yüklü iyon zarı ile ayrılması şeklinde tasarlanmıştır. Bu sistem aracılığı ile temel olarak kimyasal enerjinin elektrik enerjisine çevrilmesi sağlanmaktadır.

9 Nisan 2011

Mikro Enerji Üretimi: Evlerimizde Kullanabileceğimiz Bir Teknoloji

Enerji üretiminin alternatif bir yaklaşımı olan mikro enerji üretim şekli küçük çaplı şirketlerin, yöresel halkların ve bireylerin elektrik üretmesine verilen addır. Bu enerji üretim şekli ısı ve elektrik enerjisi üretim şekillerini kapsamaktadır.

Mikro enerji üretim teknolojilerine bakıldığında bu teknolojiler, 100 watt’a kadar hidroenerji üretim şeklinden, küçük çaplı ısı ve elektrik üreten jeneratörlere kadar birçok teknolojiyi kapsamaktadır. Üretim özelliğinin yanı sıra şebekeye entegre edilmiş mikro enerji üretim teknolojileri kullanılarak faturaların düşürülmesi sağlanmaktadır.

Mikro enerji üretiminde sadece enerji üretim elemanları değil, bunların yanı sıra güç elektroniği ekipmanları da gerektirmektedir. Bu ekipmanlara üstün körü bakıldığında enerjinin depolanması, çeviriciler en temel olarak ihtiyaç duyulanlardır.

Mikro enerji üretimi genellikle yeşil evlerde, yerel gıda üretim sistemlerinde, yağmur suyu toplama sistemlerinde, kompost tuvaletlerde, su arıtma sistemlerinde ve hatta ulaşım alanındaki hidrojen teknolojisi ile birlikte kullanılmaktadır.

Türkiye’de mikro enerji üretim sistemlerine bakıldığında bu sistemler enerji bakanlığı tarafından desteklenmektedir. 500 kW’a kadar kurulu güç sistemleri için elektrik üretim lisansı almaya gerek yoktur. Yeşil enerji üretimine destek olunmaktadır.

Yazının tamamı için: 
Elektrikport

4 Nisan 2011

Led Lamba: Yeni Nesil Aydınlatma

          Akkor telli lambanın ve elektrik aracılığı ile aydınlatmanın babası olan Thomas Alva Edison’dan sonra teknolojinin sürekli olarak gelişmesi aydınlatma alanındaki yenilikleri de birlikte getirmektedir. Bu teknolojinin son ayağı olan led lamba teknolojisi henüz prototip halinde olmasına rağmen şimdiden gelecek vaat etmeye başlamıştır.

           Led lambanın en temel özelliklerinden birisi akkor telli lamba gibi her yöne ışık verebilmesidir. Led teknolojisinin bir zafiyeti olarak görülen yönlendirilmiş ışığın önüne bu teknoloji aracılığı ile geçilmiştir. Bunların yanı sıra 60 wattlık akkor telli lambanın ışık akısını ve ışık rengini sadece 10 wattlık bir enerji tüketerek üretebilmektedir.

Vitrin aydınlatmasının en büyük ihtiyacı olan renk geri verimi %90 civarındadır ve bu sayede renklerin daha canlı görünmesini sağlamakta ve görüntü kalitesini yükseltmektedir. Bunun yanı sıra 2700K renk sıcaklığı vermekte ve sıcak beyaz renk yaymaktadır.

Led teknolojisinin en büyük dezavantajı olan ısınma problemine led lamba’nın duya yakın kısmına alüminyum soğutucular konularak problem çözülmüştür. Ayrıca evlerde kullanılabilmesi için kolaylık sağlanmış ve e27 duy kullanılmıştır.
   
Yazının tamamı için:






2 Nisan 2011

Sürdürülebilir Enerji Kaynakları


Sürdürülebilir enerji kaynakları, yenilenebilir enerji kaynakları olarak da düşünülebilir. Enerji verimliliğinin önemli bir konu olduğu günümüzde, çevresel kalitenin arttırılabilmesi için karbondioksit salınımının düşürülmesi gerekmektedir. Enerji ihtiyacının artmasının sebep olduğu iklim değişimlerini engelleyebilmek ve kirliliğe sebep olmayan bu enerji çeşitlerinin popülerliği gün geçtikçe artmaktadır.